Mevlânâ’nýn Mesnevî’sinde “Har (Eþek)” Metaforu
Fiziksel dünyânýn ötesinde metafizik bir âlemi ve insanýn zâhirinden çok iç dünyâsýný (mânevî/rûhî yapýsýný) kendine temel konu edinen Tasavvuf düþüncesi ve edebiyâtý alanýnda da soyut mânâlarý ifâde etmek için metaforik anlatým biçimine sýkça baþvurulduðu görülmektedir. Bu baðlamda tasavvuf düþüncesinde “eþek” metaforu, genellikle “nefs/nefsânî hasletlerden kendini kurtaramamýþ kimse/gönlünü ve zihnini dünyâlýklarla, boþ ve faydasýz söz ve duygularla dolduran kiþi ve ilmiyle amel etmeyen âlim” gibi mânâlarý ifâde etmek üzere kullanýlmýþtýr. Biz de bu çalýþmamýzda, “Acaba Mevlânâ, Mesnevî’sinde “har (eþek)” metaforunu hangi anlamlarda kullanmýþtýr?” temel sorusunun cevaplarýný arayacaðýz. Bu yönüyle çalýþmamýz, Mevlânâ’nýn kullandýðý dilin inceliklerinin daha iyi anlaþýlabilmesi ve ona yönelik birtakým olumsuz ve haksýz eleþtirilerin sorgulanmasý noktasýnda katký saðlamayý hedeflemektedir. Anahtar KelimelerMevlânâ, metafor, eþek, zâhir ulemâsý, nefs, aþk.
|
|