“Metafizik Dönemden Geriye Bakmak” Ãbnü’l-Arabî’nin Ãlk Sufilerin Bazý Görüþleri Hakkýndaki Eleþtirileri
Ãbnü’l-Arabî baþka hiçbir sufi ile, hatta farklý disiplinlerde “kurucu düþünür” sayýlan kimselerle karþýlaþtýrýlamayacak ölçüde tasavvuf tarihinde etkin olmuþ bir sufidir. Onun öneminden söz etmek, sadece düþünceleri ve kendisinden sonraya yansýyan etkileri üzerinde konuþmak demek deðildir; En az bunun kadar, bütün tasavvufu yeknesak ve homojen bir forma ve üsluba dönüþtürmedeki ýsrarý ve katkýlarý da önemlidir. Bu durumda kendisinden önceki döneme âit tasavvuf, Ãbnü’l-Arabî için bir yanýyla metot ve yöntemlerin tebellür ettiði bir kaynaktýr. Bu itibarla baþta el-Fütûhâtü’l-Mekkiyye olmak üzere Ãbnü’l-Arabî’nin hemen bütün eserlerinde ilk dönem sufilerinin kaynak otorite olarak zikredildiklerini görmekteyiz. Bu baðlamda Cüneyd, Bayezid, Ãiblî gibi pek çok sufi, Ãbnü’l-Arabî tarafýndan sýkça zikredilir ve görüþleri aktarýlýr. Her þeyden önemlisi Ãbnü’l-Arabî “tâife” ifadesini ilk sufiler gibi kullanarak bütün dönemlerinde sufileri tek bir gurup kabul eder. Ancak meselenin ikinci bir yönü daha vardýr. O da, ilk dönem tasavvufunun bazý konulardaki yanýlgýlarýdýr. Bu bakýmdan Ãbnü’l-Arabî, kendi dönemini ve kendisi baþta olmak üzere sufileri “muhakkikler” diye niteleyerek ilk dönemdeki hatalarý ve yanlýþlarý tashih görevini üstlenir. Öyle ki, el-Fütûhâtü’l-Mekkiyye bütün olarak kavramlarýn tashihi ve açýklamasýndan ibarettir. Ãu halde Ãbnü’l-Arabî’nin önemini tam olarak anlayabilmek için, kendinden sonraki tasavvufu yönlendirmesi ve belirlemesinin yanýnda, kendinden önceki tasavvufu da kendi perspektifiyle yeniden okuma ve kurgulamasýný da göz önünde bulundurmak gerekir. Anahtar Kelimeler Ãbnü’l-Arabî, Ãlk Sufiler, Metafizik
|
|